"1935 Olaylari" sayfasını değiştirmektesiniz

Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Uyarı: Giriş yapmadınız. Herhangi bir değişiklik yapmanız durumunda IP adresiniz herkese gözükecektir. Eğer giriş yaparsanız veya bir hesap oluşturursanız, edineceğiniz çeşitli yararların yanı sıra yaptığınız değişiklikler de kullanıcı adınıza atfedilecektir.

Bu değişiklik geri alınabilir. Lütfen aşağıdaki karşılaştırmayı kontrol edin, gerçekten bu değişikliği yapmak istediğinizden emin olun ve sayfayı kaydederek bir önceki değişikliği geriye alın.

Güncel sürüm Sizin metniniz
21. satır: 21. satır:
 
Azim Locasının yargılanması Aydın Locasına emanet edildi. 3 Mart 1932’de alınan karara göre, Üstadı Muhterem ve dört kardeş kesin, bir kardeş de bir yıl müddetle ihraç edildiler. Bu ihraç edilen kardeşler 21 Mart 1932 tarihinde İstanbul Vilâyet makamından aldıkları bir ilmühaber ile “Türk Masonluğu Yüksek Azim Mahfeli” adında ayrı bir büyük loca kurdular. Aynı tarihlerde, “Müstakil Türk Masonluğu Yüksek Azim Mahfeli Reisi Ahmet Nehri” imzası ile Milliyet gazetesinde “Türk diyarında şeraiti kanuniyeyi haiz tek bir Masonluk vardır, o da Yüksek Azim Mahfelidir” diye bir ilân yayınlandı. 4 Mayıs 1932’de Vakit gazetesinde bu konuda bir açıklama yazısı daha çıkmıştır. <ref>Suha Umur, Azim Mahfeli ile İlgili Belgeler, Mimar Sinan sayı 32, s.53.</ref><br><br>
 
Azim Locasının yargılanması Aydın Locasına emanet edildi. 3 Mart 1932’de alınan karara göre, Üstadı Muhterem ve dört kardeş kesin, bir kardeş de bir yıl müddetle ihraç edildiler. Bu ihraç edilen kardeşler 21 Mart 1932 tarihinde İstanbul Vilâyet makamından aldıkları bir ilmühaber ile “Türk Masonluğu Yüksek Azim Mahfeli” adında ayrı bir büyük loca kurdular. Aynı tarihlerde, “Müstakil Türk Masonluğu Yüksek Azim Mahfeli Reisi Ahmet Nehri” imzası ile Milliyet gazetesinde “Türk diyarında şeraiti kanuniyeyi haiz tek bir Masonluk vardır, o da Yüksek Azim Mahfelidir” diye bir ilân yayınlandı. 4 Mayıs 1932’de Vakit gazetesinde bu konuda bir açıklama yazısı daha çıkmıştır. <ref>Suha Umur, Azim Mahfeli ile İlgili Belgeler, Mimar Sinan sayı 32, s.53.</ref><br><br>
  
ARA SECİM İLE İŞBAŞINA GELEN BÜYÜK ÜSTAD MİM KEMAL KARDEŞİN İSTİFASI:<br>
+
'''ARA SECİM İLE İŞBAŞINA GELEN BÜYÜK ÜSTAD MİM KEMAL KARDEŞİN İSTİFASI:'''<br>
  
 
31 Ekim 1930 tarihindeki ara seçim ile Büyük Üstad seçilen, tabib Albay rütbesinde olan Mim Kemal (Öke) K:., 22 Nisan 1932 tarihinde, kendisi tarafından ifade edilmemekle beraber, Milli Savunma bakanlığından gelen kişiye özel bir yazıya bağlı olarak istifa etti ve yerine, dönemi tamamlamak üzere, M. Hakkı Nalçacı Büyük Üstad seçildi.<br><br>
 
31 Ekim 1930 tarihindeki ara seçim ile Büyük Üstad seçilen, tabib Albay rütbesinde olan Mim Kemal (Öke) K:., 22 Nisan 1932 tarihinde, kendisi tarafından ifade edilmemekle beraber, Milli Savunma bakanlığından gelen kişiye özel bir yazıya bağlı olarak istifa etti ve yerine, dönemi tamamlamak üzere, M. Hakkı Nalçacı Büyük Üstad seçildi.<br><br>
53. satır: 53. satır:
 
İstanbul’da çıkan Cumhuriyet gazetesi de 14 Ekim 1935 tarihli nüshasında '''“Türkiye mason locaları bir emirle kapatıldı”''' başlığı altında aşağıdaki yazı yayınlandı:<br>
 
İstanbul’da çıkan Cumhuriyet gazetesi de 14 Ekim 1935 tarihli nüshasında '''“Türkiye mason locaları bir emirle kapatıldı”''' başlığı altında aşağıdaki yazı yayınlandı:<br>
  
''“İçişleri Bakanlığından verilen emir üzerine Türkiye mason localarının faaliyetine nihayet verilmiştir. Bu emir daha evvelce ma’lum olduğundan, tatili faaliyet kararı verilmek üzere Türkiye Üstadı Azamı yüksek maşrıkı toplantıya çağırmıştır. Türkiye Üstadı Azamı olan İstanbul Emlak Bankası direktorü Muhiddin Osman, Türkiye mason localarını yüksek makamdan aldığı emir üzerine kapadığını arkadaşlarına bildirmiştir. Bu suretle Türkiye Masonluğunun İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Edirne , Muğla, Gaziantep, Adana ve diğer yerlerde bulunan müteaddit locaları kapanmış, bunların emlaki hükümete intikal etmiştir. Türkiye’de halen ecnebi maşrıklarına mensup localar kalmamış, bunlar vakti ile Türk Maşrıkına dahil olmağa mecbur edilmiş olduklarından, bu süretle son zamanlarda İtalya, Almanya ve Rusya’da olduğu gibi mason teşkilatı memleketimizde de ilga edilmiş oluyor. Bu teşkilatın kaldırılmasını icab ettiren sebep, son fırka programında koku dışarda bulunan teşekküllerin memleketimizde yer bulamıyacağına dair olan kayıttır. Mamafih masonlar kendi koklerinin dışarda olmadığını, konfederasyon halinde idare edilen masonluğun burada serbest, müstakil ve milliyetci olduğunu soyluyorlardı. Esasen son zamanlarda yapılan muhtelif neşriyatta da gorulduğu uzere, masonluk memleketimizde bir sır olmaktan çıkmıştı. Zira masonluk daha ziyade laiklik ve eskiliğe karşı aleyhdarlık ve müntesibleri arasında tesanüd ve mütekabil yardımlar fikrini güden bir müessese olup koyu taassuba aleyhdarlığından dolayı hatta dinsizlik veya milliyetsizlik isnadı altında bile bulunuyordu. Türkiye’de ulusal bir Maşrıkı Azamın teşekkülü tarihi (30) seneyi mütecaviz değildir. İlk önce Selanik’te İtalyan, sonra İstanbul’da İngiliz, Fransız ve Yunan locaları teşekkül etmiştir. Namık Kemaller, Ziya Paşalar o zaman bu mahfillere devam etmişlerdir. Meşrutiyetten sonra da Türkiye Mahfilleri teşekkül etmiştir. Türkiye masonlarının adedi birkac bin olup memleketimizin her sahada ileri gelen şahsiyetlerinden bir çokları bu mahfillere devam etmekte idiler. Masonluk, şimdiki halde İngiltere, Fransa, Belcika, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Amerika ve İsvicre gibi memleketlerde faaliyettedir.”''
+
''“İçişleri Bakanlığından verilen emir üzerine Türkiye mason localarının faaliyetine nihayet verilmiştir. Bu emir daha evvelce ma’lum olduğundan, tatili faaliyet kararı verilmek üzere Türkiye Üstadı Azamı yüksek maşrıkı toplantıya çağırmıştır. Türkiye Üstadı Azamı olan İstanbul Emlak Bankası direktorü Muhiddin Osman, Türkiye mason localarını yüksek makamdan aldığı emir üzerine kapadığını arkadaşlarına bildirmiştir. Bu suretle Türkiye Masonluğunun İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Edirne , Muğla, Gaziantep, Adana ve diğer yerlerde bulunan müteaddit locaları kapanmış, bunların emlaki hükümete intikal etmiştir. Türkiye’de halen ecnebi maşrıklarına mensup localar kalmamış, bunlar vakti ile Türk Maşrıkına dahil olmağa mecbur edilmiş olduklarından, bu süretle son zamanlarda İtalya, Almanya ve Rusya’da olduğu gibi mason teşkilatı memleketimizde de ilga edilmiş oluyor. Bu teşkilatın kaldırılmasını icab ettiren sebep, son fırka programında koku dışarda bulunan teşekküllerin memleketimizde yer bulamıyacağına dair olan kayıttır. Mamafih masonlar kendi koklerinin dışarda olmadığını, konfederasyon halinde idare edilen masonluğun burada serbest, müstakil ve milliyetci olduğunu soyluyorlardı. Esasen son zamanlarda yapılan muhtelif neşriyatta da gorulduğu uzere, masonluk memleketimizde bir sır olmaktan çıkmıştı. Zira masonluk daha ziyade laiklik ve eskiliğe karşı aleyhdarlık ve müntesibleri arasında tesanüd ve mütekabil yardımlar fikrini güden bir müessese olup koyu taassuba aleyhdarlığından dolayı hatta dinsizlik veya milliyetsizlik isnadı altında bile bulunuyordu. Türkiye’de ulusal bir Maşrıkı Azamın teşekkülü tarihi (30) seneyi mütecaviz değildir. İlk önce Selanik’te İtalyan, sonra İstanbul’da İngiliz, Fransız ve Yunan locaları teşekkül etmiştir. Namık Kemaller, Ziya Paşalar o zaman bu mahfillere devam etmişlerdir. Meşrutiyetten sonra da Türkiye Mahfilleri teşekkül etmiştir.
 +
Türkiye masonlarının adedi birkac bin olup memleketimizin her sahada ileri gelen şahsiyetlerinden bir çokları bu mahfillere devam etmekte idiler.
 +
Masonluk, şimdiki halde İngiltere, Fransa, Belcika, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Amerika ve İsvicre gibi memleketlerde faaliyettedir.”''
  
 
1935 yılında masonluk kapandığında, meclis ve politikada en yoğun şekilde temsil ediliyordu. Şöyle ki, 6 Bakan (İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Dışişleri BakanıTevfik Rüştü Aras, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Maliye Bakanı Hilmi Uran, Sağlık Bakanı Refik Saydam, Maliye ve İktisat Bakanı, 1935’de Meclis Başkan Vekili ve 1947 - 1949 arası Başbakan Hasan Saka, Meclis Başkanı Kâzım Özalp Paşa, Devlet Şûrası Başkanı Mustafa Reşit Mimaroğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan. 60’ın üzerinde milletvekili masondu ve Cumhuriyetin bu ilk döneminde laik ve demokratik bir Türkiye için çalışmışlardı.
 
1935 yılında masonluk kapandığında, meclis ve politikada en yoğun şekilde temsil ediliyordu. Şöyle ki, 6 Bakan (İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Dışişleri BakanıTevfik Rüştü Aras, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Maliye Bakanı Hilmi Uran, Sağlık Bakanı Refik Saydam, Maliye ve İktisat Bakanı, 1935’de Meclis Başkan Vekili ve 1947 - 1949 arası Başbakan Hasan Saka, Meclis Başkanı Kâzım Özalp Paşa, Devlet Şûrası Başkanı Mustafa Reşit Mimaroğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan. 60’ın üzerinde milletvekili masondu ve Cumhuriyetin bu ilk döneminde laik ve demokratik bir Türkiye için çalışmışlardı.
  
'''Masonluğun kapanmasının istenmesi ile ilgili soylentiler:'''<br>
+
'''Masonluğun kapanmasının istenmesi ile ilgili soylentiler:'''
 
Masonluğun kapanmasında etken olduğu iddia edilen ve evraka dayanmayarak yalnızca söylentide kalan üç değişik rivayet vardır. Bu üç konunun yalnızca rivayet değerleriyle kabul edilmeleri koşuluyla, bilgi kabilinden sizlere sunuyorum:<br>
 
Masonluğun kapanmasında etken olduğu iddia edilen ve evraka dayanmayarak yalnızca söylentide kalan üç değişik rivayet vardır. Bu üç konunun yalnızca rivayet değerleriyle kabul edilmeleri koşuluyla, bilgi kabilinden sizlere sunuyorum:<br>
  
74. satır: 76. satır:
 
'''KAPANMA SONRASI, 1935 - 1948 DONEMİ:'''<br>
 
'''KAPANMA SONRASI, 1935 - 1948 DONEMİ:'''<br>
  
Localarına gidemeyen kardeşler lokanta veya evlerde sohbet toplantıları tertip ederek hasret gideriyorlardı. Yüksek Şûra ise hiç kapanmadı, ancak mesaisini yavaşlattı. Bu bekleme döneminde bünyesini güçlendirmek için kıdemli birkaç kardeşi 33 dereceye terfi ettirdi. Yüksek Şûra, 1938 yılında İdeal, 1939 yılında da Kültür ve Ülkü Sembolik Localarını kurdu. Sonradan 1, 2 ve 3 numaralarla anılacak olan bu localar İsmet İnönü’nün bilgisi dahilinde, sessizce ve en alt düzeyde çalışıyorlardı. Bu dönemin toplantı tersimatları düzgün tutulmadığından kesin bilgilere sahip değiliz. Ancak bu kuruluşun yasal olduğunu biliyoruz. Masonluk 1935’de kendi kendini kapatmıştı, kapatılmamıştı ve yasaklayıcı bir yasa da yoktu.<ref>Pek:. Muh:. Dundar Erenda. K. bu konuda Tesviye dergimizde bir yayına başlamıştı, ancak sonunu getiremeden kendisini kaybettik.</ref>
+
Localarına gidemeyen kardeşler lokanta veya evlerde sohbet toplantıları tertip ederek hasret gideriyorlardı.
 +
 
 +
Yüksek Şûra ise hiç kapanmadı, ancak mesaisini yavaşlattı. Bu bekleme döneminde bünyesini güçlendirmek için kıdemli birkaç kardeşi 33 dereceye terfi ettirdi. Yüksek Şûra, 1938 yılında İdeal, 1939 yılında da Kültür ve Ülkü Sembolik Localarını kurdu. Sonradan 1, 2 ve 3 numaralarla anılacak olan bu localar İsmet İnönü’nün bilgisi dahilinde, sessizce ve en alt düzeyde çalışıyorlardı. Bu dönemin toplantı tersimatları düzgün tutulmadığından kesin bilgilere sahip değiliz. Ancak bu kuruluşun yasal olduğunu biliyoruz. Masonluk 1935’de kendi kendini kapatmıştı, kapatılmamıştı ve yasaklayıcı bir yasa da yoktu.<ref>Pek:. Muh:. Dundar Erenda. K. bu konuda Tesviye dergimizde bir yayına başlamıştı, ancak sonunu getiremeden kendisini kaybettik.</ref>
  
 
Harp senelerinde Almanya’nın işgal ettiği ülkelerde masonların,yahudiler ve çingenelerle aynı muameleye tabi tutularak toplama kamplarına gönderilmeleri, mallarına el koyulup işkence görmeleri demokratik dünyada infial uyandırıyordu. Mayıs 1943’de İngiltere Kralı VI. George İngiltere Birleşik Büyük Locasına tekrar Büyük Üstat olarak is’ad edilince, işgal edilmiş topraklarda yaşayan masonlar ve yıkılan mâbetler hakkında, tüm dünya haber ajanslarınca yayınlanan anlamlı bir konuşma yaptı. Kamuoyu masonluğa ısınmış, eski suçlamalar unutulmuştu.
 
Harp senelerinde Almanya’nın işgal ettiği ülkelerde masonların,yahudiler ve çingenelerle aynı muameleye tabi tutularak toplama kamplarına gönderilmeleri, mallarına el koyulup işkence görmeleri demokratik dünyada infial uyandırıyordu. Mayıs 1943’de İngiltere Kralı VI. George İngiltere Birleşik Büyük Locasına tekrar Büyük Üstat olarak is’ad edilince, işgal edilmiş topraklarda yaşayan masonlar ve yıkılan mâbetler hakkında, tüm dünya haber ajanslarınca yayınlanan anlamlı bir konuşma yaptı. Kamuoyu masonluğa ısınmış, eski suçlamalar unutulmuştu.

Lütfen, Celil Layiktez sitesine bulunacağınız tüm katkıların diğer üyeler tarafından düzenlenebileceğini, değiştirilebileceğini ya da silinebileceğini hatırlayın. Yazılarınızın merhametsizce değiştirilebilmesine rıza göstermiyorsanız buraya katkıda bulunmayın.
Ayrıca bu ekleyeceğiniz yazıyı sizin yazdığınızı ya da serbest kopyalama izni veren bir kaynaktan kopyaladığınızı bize taahhüt etmektesiniz (ayrıntılar için referans: Celil Layiktez:Telif hakları).

İptal Düzenleme yardımı (yeni pencerede açılır)