Blog

Voltaire: “Sizlere gerçeği, özgürlüğü ve erdemi öneririm!” DAMLALAR

in Celil LAYİKTEZ Yazıları
  • “Söylediklerinden nefret ediyorum; ancak onları söyleyebilme hakkını savunmak için hayatımı vermeye hazırım.1
  • “Ölüler eşittir, yalnız maskeleri farklıdır.”
  • “Özgürlük olmasaydı ruhlarımız ne olurdu?”
  • “Vatandaşlarım doğruyu aradıkça, özgürlüğü seveceklerdir. Öz­gür olmak, gerçekten nedir? Doğru muhakeme yürütmek ve insan hak­larını tanımaktan başka bir şey değildir, insan haklarının ne olduğu öğ­renilince de onları savunmak doğaldır. Sizlere gerçeği, özgürlüğü ve erdemi öneririm; yalnız bu üç kavram için yaşam sevilmelidir.”
  • “İnsanlar hırs sahibi olduklarından, hiçbir zaman mükemmel hükümet gerçekleşememiştir; hırsları olmasaydı, zaten hüküme­te de gerek olmazdı. Rejimlerin arasında en kabul edilebi­lir olanı, insanları doğal eşitliğe en çok yaklaştıran Cumhuriyettir.”
  • “Özgür insanların, tıpkı içinde yaşadıkları evleri kendileri inşa ettikleri gibi, egemenlikle­rinde yaşadıkları yasaları da yapabilmelerini istiyorum.”
  • “İnsanlar henüz yeterince akıllan­madılar. Tüm dinleri hükümetler­den ayırmanın şart olduğunu he­nüz bilmiyorlar; insanların mutfaklarında yemeği pişirdik­leri yönteme karışmayan dev­let, dinlerine de aynı şekilde ka­rışmamalıdır; insanlar damak zevklerine göre yemek yedik­leri gibi, kendi tarzlarında Tan­rılarına dua edebilmelidirler; yasalara uyma koşuluyla, mide ve vicdan tam özgürlüğe sahip olmalıdır.”
  • “Tüm haksızlıklarına rağ­men, Vatan sevilmelidir.”
  • “Kültüne şerefsizlik getire­bilecek bâtıl itikatlar ve fanatizme rağmen, Ulu Varlığı sevmek ve O’na hizmet etmek gerekir.”
  • Ben, sefillerin Don Kişotuyum.”

Bu sözler, anladığınız gibi, Voltaire’indir.

1775  yılında, 81 yaşmdaki filozof,  d ‘ A r g e n t a l ‘a  hitaben yazdığı mektupta, “Masu­mun öcünü almaya kendimi vakfet­mekle kariyerimi tamamlamak isti­yorum” diyordu.

Voltaire, misyon olarak Hürma- sonluğun ideallerini kabul etmişti.

Callas(1) ve Sirven(2) davalarında yoksulları zenginlere karşı savu­narak, halkın büyük sevgisini ka­zanmış; Büyük Frederick’den Büyük

Voltaire, Fransız Adademisi’ni ardından da Kraliyet Komedi Tiyatrosu’nu ziyaret etti. Tiyatro’da locasına girer girmez, seyirciler “taç”, “taç” diyerek bağırmaya başladılar…

Katerina’ya kadar hükümdarları et­kisine almıştı. Les Neuf Soeurs Lo- cası’ndaki tekris günü 7 Nisan 1778 olarak tespit edilmişti ve bu neden­le, yaşlı filozof Paris seyahatini göze almıştı.

30 Mart günü Fransız Akademi- si’ni, sonra da Kraliyet Komedi Ti­yatrosu’nu ziyaret edecekti. Prog­ramını bilen halk sokaklara dökül­müş, alkış ve sevgi tezahüratıyla arabasının ancak adım adım ilerle­mesine imkân tanımıştı.

Akademi’ye vardığı duyulunca, piskopos akademisyenlerin dışın­da kalan akademisyenler, ilk defa, krallara ve prenslere yapmadıkları­nı yaparak, Voltaire’i kapıda, ayakta karşıladılar, başkanlığı ona verdi­ler, koltuğunun arkasına, duvara tablosunu astılar.

Tiyatroda, locasına girer girmez seyirciler “taç”, “taç” diye bağırmaya başladılar. Brizard isimli aktör, Volta- ire’in başına bir taç koymaya çalıştı, Voltaire bırakmayınca, Beavau Pren­si, “Fransız Sofokles’inin başına bu ta­cı koyuyorum” deyince, Voltaire artık itiraz edemedi. Sahnede Voltaire’in iki komedisi oynandı, ilki, İrene oy­nandıktan sonra, Houdon’un yaptığı Voltaire’in büstü sahneye merasimle getirildi, çiçeklerle süslendi, ve ikinci oyun, Nanine’in süresince sahnede kaldı. Oyunun sonunda, kadın seyir­ciler onu neredeyse kollarında ara­basına kadar taşıdılar,

“Voltaire çok yaşa” nidalarıyla arabanın yanında yürüdüler.

7 Nisan 1778 tarihinde Volta­ire’in tekrisi, Paris’de ve tüm Avru­pa’da olay oldu.

La Diximerie, aşağıdaki mısrala­rı bu olay için yazdı ve besteledi.

Yüce Kardeşimizin adıyla

Tüm Masonlar zafer yaşıyor, O bizden Nur almışsa

Tüm dünya Nur’u ondan alıyor.

Mâbet, altm ve gümüş simli ma­vi ve beyaz kumaşlarla, muhtelif Lo­caların sancaklarıyla ve Büyük Üstat Chartres Dükü, Prusya Kralı II Fre­derick ve Filozof Helvetius’un büst­leriyle süslenmişti.

Üstadı Muhterem astronom La- lande, 1. Nâ. Büyük Katerina’nm özel danışmanı ve Mabeynci (Chambel- lan) Kont Strogonoff, 2,Nâ. Yarbay Laroche, Hatip Le Changeux, Sek­reter Court de Gebelin idi.

Büyük Konservatör Arcambal Markisi, Büyük Üstat Temsilcisi Sa- isseval Markisi, Büyük Hatip Bacon de la Chevalerie, Büyük Sekreter Parlamento danışmanı ve Kraliyet Hazine Müdürü Savalette de Lan­ges, Büyük Merasim Üstadı Mareşal Noe Vikontu, Taşra Odaları Başkanı giyotinin mucidi Dr. Guillotin, Bilim­ler Akademisi’nden Piskopos Ping- re, Paris Odası Merasim Üstadı ve Loca delegesi Ört Markisi, Jüriskon- sült Henrion de Pansey, A.B.D. Bü­yükelçisi fizikçi Benjamin Franklm’in de aralarında bulunduğu 250 den fazla Kardeş sütunları süslüyordu.

Yaşı ve sağlık durumu göz önü­ne alınarak, Loca, merasimi kısalt­ma ve Voltaire’in gözlerini bağla­mama kararını aldı. Göz bandı ye­rine locanın girişine bir siyah per­de çekildi. Üstadı Muhterem, adayı karşılamak ve hazırlamak üzere, Strogonoff Kont’u başkanlığında, 9 Kardeşlik bir heyeti görevlendirdi. 1. Nâzır koltuğuna, vekâleten, Cu- bieres Şövalyesi oturdu. Aday, Merasim Üstadı Villar Şövalyesi ta­rafından Franklin ile Court de Ge- belin’in kollarına dayanmış olarak Locaya alındı.

Kendisine felsefi ve ahlâki soru­lar soruldu, verdiği ilginç cevaplar üzerine Kardeşler tezahürat yap­maktan imtina edemediler; kendisi de etkilenmiş gözüküyordu. Siyah perde açılıp kendisine Nur verildi

I

ğinde, Doğüda gördüğü ünlü kişile­rin çokluğu da kendisini şaşırttı. Meşhur kemancı Capron, 3 Kar- deş’in eşliğinde Guenin’in 3.cü sen­fonisinin 1. muvmanmı çaldı, Come- die Française’den Larive, başına defne yapraklarından bir taç koydu (Voltaire tacı hemen çıkardı) Üs. Müh. kendisine Helvetius’un önlü­ğünü takmak istediğinde, Voltaire ilk önce önlüğü dudaklarına getire­rek Helvetius’a olan saygısını ifade etti, Kadın eldivenlerini Belle et Bon- ne’a verilmek üzere Lalande’a tes­lim etti, bu aralarda da Caravaglio, Olivet, her iki Sallentin, Paza ve Turschmidt’den parçalar çalındı. Üstadı Muhterem, alışılmışın dışına çıkarak Voltaire’i Doğuya davet etti ve Les Neuf Soeurs Locası’nın bir Apollo kazandığını, Voltaire’in Kar- deşler’e örnek olan davranışlarını, yoksulları savunması ile doğru bildi­ğinden şaşmamasını ifade eden bir konuşma yaptı. Voltaire’in kısa te­şekküründen sonra muhtelif Kardeş­ler söz aldı; bu arada Kralın ressamı Monnet, Voltaire’in portresini yaptı. Agap sofrasında ilk tostlardan sonra, Voltaire ayrılmak üzere izin istedi. Kardeşler onu evine götü-rürken sokakta bekleyenler korteje katıldı.

26 Nisan günü, üyesi olmadığı Bilimler Akademisi, başlarında Franklin olmak üzere, alkışlarla Vol­taire’i misafir etti.

Mayıs’ın son haftasında, Fransız Akademisi’nin çalışmalarına katıla­rak lügatinin yeni baskısının değişik bir tarihsel plâna göre düzenlene­rek yayınlanmasını istedi. Bu çalış­mayı Littre üstlendi ve bildiğiniz meşhur “Dictionnaire de la Langue Française” veya kısaca Littre lügati böyle doğdu.

Birkaç gün sonra, ölüm döşeğin­de, kendisinden mutlaka günah çı­kartmasını isteyen papaza verdiği cevabı Condorcet kaydetti:

“Soru: Hz. İsa’nın tanrısallığına inanıyor musunuz?

Cevap: Beyefendi, Tanrı adına, bana artık bu adamdan bahsetmeyin ve sulh içinde ölmeme izin verin.”

Kilise onu hiç affetmeyecekti

 

30 Mayıs gecesi 11’de Voltaire Ebedi Maşrık’a intikal etti. Kilise cenaze merasimine izin vermedi; okullarda Voltaire’den söz etmeyi yasakladı; sahnelerde oyunlarını engelledi.

Her Akademi mensubunun ve­fatında, Cordeliers Kilisesi’nde, özel bir âyinin yapılması âdet ol­muştu. Voltaire için bu mümkün olamayınca, Akademi artık hiçbir üyesi için özel âyin yapılmayaca­ğını kararlaştırdı; bu karar hiç bo­zulmadı.

25 Ağustos 1778’de Akade- mi’de, sahnede Voltaire’in Houdon tarafından yapılan büstü ile bir an­ma töreni yapıldı. Bütün düşünen Paris oradaydı. 28 Kasım 1778 günü les Neuf Soeurs Locası Voltaire için olağanüstü bir matem celsesi tertip etti. Oturumun başında beş ünlü ki­şi, Prens Emmanuel de Salm-salm, Turpinerisse Kontu, Bilimler Aka- demisi’nden Milly Kontu, edebiyatçı d’Ussieux, Şair Roucher, astronom piskopos de Chaligny’nin Loca’ya katılma törenleri ile, Kralın ressamı Greuze’ün tekris töreni yapıldı. Bundan sonra, matem ışıklarının yandığı büyük bir salona geçildi, al­tın ve gümüş süslemelerin arasına Voltaire’in eserlerinden vecizeler asılmıştı. Siyah tüllerle çevrili tri­bünde, zamanın ünlü bestekârı Puc- cini’nin yönetiminde tanınmış mü­zisyenlerden oluşmuş bir orkestra matem müziği çalıyordu.

1878’de Voltaire’in ölümünün 100. yıl dönümünde, Fransa’nın her tarafmda anma törenleri tertip edildi. Paris’de, la Gaîte tiyatrosun­da Victor Hugo 2500 kişiye Volta­ire üzerine çok alkışlanan bir ko­nuşma yaptı. Paris Belediyesi’nin tertiplediği anma töreninde ise, ra­hiplerin bitmeyen kinini dile geti­ren yazar – senatör Laurent Pichat konuşmasında aşağıdaki sözlerle olayı özetledi:

“Özgürlüğü yasaklayanlar ta­rafından ölümünden 100 yıl sonra halâ nefret edilmek, şerefin doru­ğu değil midir? Kitaplarını oku­yun, düşüncenizi daha iyi ifade edeceksiniz.[1] [2]

Aradan 126 yıl daha geçti, ve Voltaire bize halâ gereklidir.

[1] Callas: Protestanlığını inkâr etmesini önle­mek üzere oğlunu öldürmüş olmakla suçlan­mış, 1762’de Toulouseda, bu şehrin parla­mentosu tarafından tekerlek işkencesine tabi tutulmuştur. 1765 yılında Voltaire ‘in meşhur savunması sonucunda itibarı iade edildi,

[2] Sirven: Kızının Katolik olmasını önlemek üzere onu öldürdüğü iddia edilmiş, 1764 yılında Toulouse parlamentosu tarafından idam cezasına çarptırılmış, ancak Volta­ire’in olağanüstü savunması ile, 5 yıl sonra beraat ettirilmişti.

Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 61

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *