SORULAR VE YANITLAR – Yakacık’
Yakacık’ta bulunan Locamıza vuku bulan menfur saldırı üzerine kamu oyunda en çok sorulan SORULAR
- Yahudilik ve Siyonizmle bağlantı
- Dünya egemenliğini ele geçirme
- Başka bir üst merci tarafından güdümlenme
- Tanrı inancı ve dine bağlılık
Hürmasonluğun Yahudilikle, Siyonizmle bağı var mıdır?
Siyonizm ulusal bir Yahudi devleti kurma amacını taşıyan milliyetçi Yahudi hareketidir ve 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında, Doğu ve Orta Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Hareketin öncüsü Theodor Herzl (1860 – 1904) olmuştur. İsviçre’nin Basel kentinde 1897 yılında toplanan ilk Siyonist Kongre, “Siyonizmin Yahudi halkı için İsrail topraklarında açık güvenceleri bulunan bir yurt yaratmayı amaçladığını” belirten “Basel Programı”nı onaylamıştır. Siyonizm tabiri de ancak bundan sonra kullanılmaya başlanmıştır.
Görülüyor ki temeli 17. yüzyılda olan ve Hıristiyanlık öğelerine göre kurulmuş Masonluğun, kendinden 250 yıl sonra kurulan Siyonizm’le hiç bir ilişkisi olamaz. Kaldı ki başlangıcında tümüyle Hıristiyan loncaların kurmuş olduğu Masonluğa Yahudiler kabul edilmezlerdi. Büyük Fransız Devrimi ve Napolyon harpleri ile yayılan Avrupa Ma- sonluğu’nda Yahudiler tek tük kabul edilmeye başlanmışlar, ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra rahatça Mason Locaları’na girebilmişlerdir. Muhafazakâr İskandinav Büyük Locaları, 2004 yılında, hâlâ, Yahudileri, Locaları’na kabul etmemeğe devam etmektedir.
1717’de ilk Büyük Loca kurulduğunda, Masonluğun efsanevi tarihini yazarak cemiyetin eskiliğini ve dolayısıyla saygınlığını ispat etmeye davet edilen soy bilimcisi, araştırmacı, Protestan rahip James Anderson, Masonluğun efsanevî tarihini, tek Tanrıya inşa edilen ilk mabet olan Hz. Süleyman Mâbe- di’nin inşaatına kadar götürmüş, bu nedenle Tevrattan sembolik ve alegorik alıntılarda bulunmuştur. Böylece, tek Tann’nm şanına inşa edilen Süleyman Mâbe- di’ndeki semboller, sanal insanlık mabedini inşa eden Hıristiyan Masonlar tarafından benimsenmiştir. Hitler, Yahudileri olduğu gibi, Masonları da gaz odalarına göndermiştir. Yahudiler’le Ma- sonlar’ı birlikte mütalâa eden Nazi propagandası, Yahudi aleyhtarlığının temelde zaten var olduğu topluluklarda şuur altına işlenmiş, Masonluğun ritüellerinde bulunabilen Tevrat’tan alınma semboller, konuya yabancı olanlarda Museviliğin egemenliği düşüncesini ve giderek Siyonizmle bağlantıyı çağrıştırmıştır.
Ortadoğu’da İsrail – Arap çatışması nedeniyle, Arap nüfusunda artan Yahudi aleyhtarlığı, yukarıda anlatılan nedenlerden gittikçe Mason aleyhtarlığına da dönüşmüştür, gözleri dönmüş Islâmcı teröristler, 9 Mart 2004 Yakacık’taki Locaya bombalı saldırıda bulunduklarında, “Kahrolsun İsrail Locası” diye bağırarak bombalarını patlatmışlardır. Ne yazıktır ki, cahil halk üzerinde propagandanın etkisi, “Yakacık’taki Loca üyelerinin tümü Yahudi idi” şeklinde yorumlara dahi yol açmıştır. Allah’a inanmak şartını üyelerinde arayan Masonluğun, inançlı insanlar arasında din tefriki yapmadığı ve Localarda din ve politika tartışmalarının yasak olduğu daha önce belirtilmişti. İstatistiki bilgi açısından, Türk Masonlarının arasında dinsel dağılımın ülke içindeki genel dağılımdan farklı olmadığını vurgulamakta fayda vardır.
Masonların perde arkasında dünya egemenliğini elde etmeye çalıştıkları söyleniyor, neden?
Böyle bir şeyin modern dünyamızda olabilmesi zaten mümkün değildir. Peki, bu düşünce nereden gelmiştir? Ona bakalım:
- yüzyılın sonlarında, Leo Taxil adındaki şarlatan yazar aldatmacaları ile ünlüydü. Taxil’in İsviçre göllerinin dibinde batık şehirlerin bulunduğu iddiası, arkeologları harekete geçirmiş, göllere dalgıçlar indirilmiş; Marsilya körfezinde tehlikeli köpek balıklarının bulunduğu iddiası da, Fransız donanmasını köpek balığı avına çıkarmıştır.
Taxil, gizliliği nedeniyle merak konusu olan Hürmasonluk hakkında akıl almaz masallar anlatarak saf meraklılara kitap satmıştır. Bu arada Büyük Üstadın istediği zaman timsah kılığına girebileceğini,
bu timsahın piyano çalabildiğini, v.s. anlatmıştır. Çok satan bir kitabında “Paladizm” diye Lüsiferci (şeytana tapan) bir Masonluk icat etmişti. Leo Taxil’e göre, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ritüelle- rini düzenleyen ve uzun yıllar ri- tin başkanlığını yapan 33 dereceli Amerikalı Mason Albert Pike, Paladizm’ in başkanıydı ve her Cuma günü saat 03’de kendisini ziyaret eden Şeytanla, dünya egemenliğini elde etmek üzere pazarlık ederdi.
Leo Taxil bu kitapları ile büyük paralar kazandı. 19. yüzyılın son yıllannda, ölümüne yakın bir tarihte, Paris Coğrafya Cemiyeti’nde yaptığı bir konuşmada insanlan nasıl aldattığını ve insan saflığı ile batıl inançlar üzerinden nasıl büyük paralar kazandığını itiraf etmiş olmasına rağmen, bu son konuşması unutuldu, daha önce yazdığı tutarsız hayal mahsulü metinler izlerini bıraktı. Sansasyon meraklısı ucuz basın bunları hep kullandı.
Yahudi ve Mason kıyımına bilimsel bir neden arayan Hitler, Leo Taxil’in aldatmacalarından ilham alarak ve ona Yahudileri de ilâve ederek, Yahudiler’le Masonlar’m dünya egemenliğini birlikte ele geçirmek üzere anlaştıkları konusunu propagandasına dahil etti ve onları ölüm kamplarına yolladı.
Sonuç olarak, Hitler’in bu ünlü komplo teorisinin hasta bir dimağın hayal ürününden başka bir şey olmadığını kesinlikle ve gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.
Büyük Loca nın üzerinde, emir aldığı başka bir güç var mıdır?
Masonluğun uluslararası kabul görmüş intizam şartlarının en önemlilerinden biri kendi coğrafyasında üzerinde başka bir gücün bu
lunmamasıdır. Milli Büyük Localar, devletler hukukunda olduğu gibi birbirlerini tanırlar ve Dostluk Kefili diye anılan, Büyük Elçilerini teati ederler. Büyük Localar’m üzerinde onlara talimat verebilecek bir merci, federasyon, konfederasyon gibi hakim bir üst kurul yoktur. Bir Büyük Loca, kendi istihbaratı sonucunda, muntazam kabul ettiği bir Büyük Locayı, hiç kimseden izin almadan tanıyabilir veya aksine daha önce tanımış olduğu bir Büyük Lo- ca’dan tanımayı kaldırabilir. Örnek vermek gerekiyorsa, P2 Locası skandali ve Mafia’nm karıştığı bazı yolsuzluklar nedeniyle İtalya Büyük Locası ile Kıbrıs ve Makedonya ile ilgili politik davranışları nedeniyle, Yunanistan Büyük Lo- cası’nm intizamlarını kaybettiklerine dair gelen bilgiler üzerine, Türkiye Büyük Locası dahil olmak üzere, bazı Büyük Localar bu iki Büyük Locadan tanımayı kaldırdılar (diplomasi lisanında, “diplomatik münasebetleri kestiler” denecekti), bazı Büyük Localar da buna uymayarak, ilişkilerine eskisi gibi devam ettiler. Rusya, Bulgaristan, Romanya Büyük Locaları’nı Türkiye Büyük Locası tanıdıktan sonra, diğer Batı Avrupa Büyük Locaları, Türkiye’nin izinde, tanımıştır. Seneden seneye yapılan Büyük Sekreterler veya Büyük Üstatlar düzeyindeki toplantılar da gündemsiz yapılır, bilgi alış verişinin dışında hiç bir bağlayıcı karar alınmaz ve alınamaz, ancak temennilerde bulunulabilir..
Sonuç olarak Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, dünyada saygınlığı olan, yargısına güvenilen bir Büyük Lo- ca’dır, kesin olarak üzerinde başka hiç bir otorite yoktur.
Masonlukta Tanrı inancı ve dine bağlılık zorunlu mudur?
Tanrı’ya inanmayanlar Mason olamazlar ve her Mason’un bir dini olmalıdır. Dininin emrettiği ibadetin ne kadarını yapacağı ise kendi kararıdır. Kimse buna karışamaz. O da, toleransın gerektirdiği gibi, başkasının dinsel inancına hürmet etmekle yükümlüdür. Localarda din ve politika tartışmaları yasaktır.
Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 60