Kurtarıcı Bolivar
Venezuela, Kolornbia, Panama, Ekvatıor, Peru ve Bolivya Halkları ve Mason Kardeşleri onu şöylele anıyor:
Kurtarıcı Bolivar
5 Temmuz 1948günü, özgürlük sevdalısı Güney ve Kuzey Amerikalılar, Missouri Eyaleti’nin Bolivar kentinden bir araya gelmişlerdi.
O gün ABD Başkanı ve Büyük Üstat Harry S. Truman, Venezuela Başkam
Romulo Gallegos ve Missouri Valisi Philip M. Donnelly’in konuşmalarından
sonra, 3.70 m yüksekliğinde mermer kaide üzerinde 2.5 m.lik Simon Bolivar Kardeşin bronz heykeli merasimle açıldı. Konuşmalarda “Kurtarıcı” olarak anılan Bolivar’ın şerefli galibiyet ve yenilgilerinin bulunduğu macera ve trajedi dolu hayatı anlatıldı.
Ekvator güneşi altında veya And Dağlan’nın karlı tepelerinde, henüz haritası çizilmemiş bölgelerde, 200’den fazla savaş vererek İspanyol boyunduruğundan bir çok milleti kurtardı. Venezuela, Colombia, Panama, Ekuador, Peru ve Bolivya devletlerini kurdu, Pan Amerikan ilişkilerini ve Güney Amerika kıtasının Batı dünyası ile entegrasyonunu gerçekleştirdi. Hayatı, vizyonu, askeri dehâsı, yazıları, felsefesi, özgürlük aşkı, devlet anlayışı tetkik edildiğinde Masonluk’tan ne denli etkilendiği anlaşılır.
Bir aristokrat
Simon Bolivar, soylu ve zengin bir ailenin çocuğu olarak 24 Temmuz 1783’de Caracas’da doğdu. Ömrü boyunca lüksü, materyal zenginliği ve soyluların sosyal yaşamını reddederek, düşüncenin soylu olmasını istedi, yoksulluk içinde öldü.
Kurtancının babası Juan Vincente Bolivar y Ponte ve annesi Maria de la Concepcion Palacios y Blanco soylu ailelerden geliyordu; İkisi de Simon Bolivar 15 yaşına gelmeden öldüler. Memleketinde liberal bir tahsil gördükten sonra, 17 yaşında velisi, radikal düşünür Simon Rodriguez’in yönetiminde Avrupa’ya tahsilini tamamlamaya gitti. Simon Rodriguez 18. yüzyıl Fransız aydınlanmaca özgürlükçü filozoflarının etkisindeydi, oysa memleketinde sömürücü egemen sınıf bu filozoflardan nefret ediyordu.
Genç yaşta evlenen Bolivar, o tarihlerde bir servet olan yıllık 20.000 $ geliri ve 16 yaşındaki, kendisi gibi zengin olan kansı nedeniyle, Avrupa saraylannda ilgi odağı olmuştu. Ancak o, kendisine iltifat eden bu soyluların yaşam tarzını sorguluyordu.
Kendini bulmaya doğru
Evliliklerinin daha ilk yılı bitmeden, karısı sarı hummadan ölünce kendisini halkının özgürlüğüne adayan Bolivar, bir müddet sonra, Fransız Devrimi’nin yarattığı politik havayı teneffüs etmek üzere Avrupa’ya döndü. Madrid’de Kral ve Kraliçe’ye takdim edildi. Takdim esnasında uygulanan etiket, müstemlekelerinden gelen, zengin genç bir soyluya uygulanan boş bir merasimden ibaretti ve Boli- var’ı hüsrana uğrattı. Ispanya’nın Vatikan Büyük Elçisi onu Papa’nın huzuruna çıkarttığında, Papa’ya sadakat gösterisi olarak ayak öpme ritüelini yerine getirmeyi reddetti.
Avrupa’yı gezen ABD başkanla- nndan Thomas Jefferson gibi, Bolivar Roma, Fransa ve Ispanya’nın büyük şehirlerinde, Güney Amerika’da da olduğu şekilde, halk kitlelerinin pislik ve yoksulluk içinde yaşadıklarını gördü ve bunun sebebini de, Roma Kilisesi’nin etkisinde olan hükümet yapılarında teşhis etti.
Paris’te Bolivar York Riti’nde tek- ris edildi ve İskoç Riti’nin 30. derecesine kadar yükseldi.
Yeni Dünya’mn kurtuluşu için
1809 yılında, 26 yaşında, ABD yoluyla Jy Caracas’a döndü ve ülkesinin kurtuluşu için aktif olarak çalışmaya başladı. 19 Nisan 1810 tarihinde, İspanya Kralı, Napoleon Bonaparte’ın kardeşi Joseph Bo- naparte’a karşı isyan başladı, Kral Naibi istifa ettirildi ve 5 Temmuz 1811’de İspanyol müstemlekeleri içinde istiklâlini ilk kazanan ülke Venezuela oldu.
George Wasington’un yanında çarpışan Mason General Miranda, Venezuela cuntasının kahramanıydı. Miranda İngiltere’de sürgün hayatı yaşıyordu. Cunta Bolivar’ı, Mi- randa’yı ikna etmek üzere İngiltere’ye göndererek General’in Güney Amerika’da ihtilalci güçlerin başına geçmesini sağladı. Miranda’nın kumandasında, Bolivar generalliğe terfi ettirildi.
İspanyol yenilgisi
1812’de İspanyol ordusu tarafından yenilgiye uğratılan Bolivar, Curacao adasına sığındı. Ancak, Eylül 1812’de Cartagena’ya geçerek Yeni Granada’da (şimdiki Colombia) İspanyollar’a karşı önemli bir zafer kazandı. Daha sonra, 500 adamıyla And Dağları’nın üzerinden Venezuela’ya yürüdü, yolda vatansever köylüler ordusuna katıldı. Bolivar, îspanyollar’ı tekrar yenerek 4 Ağustos 1813’de Caracas’a muzaffer döndü. Ancak, bir yıl sonra, İspan- yollar’a tekrar yenildi.
Yeni Granada’ya dönerek, Bogota’da zafer kazandı, fakat Santa Marta savaşında yenik düştü, ordu kumandanlığından istifa etti ve önce Jamaika’ya, sonra da Haiti’ye gitti. Orada teşkil ettiği küçük bir ordu ile Mart 1816’da tekrar Venezuela’ya sefere çıktı, 3 yıl boyunca durmadan çarpıştı, ordusu bazen yenildi, çoğunlukla galip geldi.
Orduyu yeniden teşkilâtlandırdıktan sonra, Bolivar üçüncü kez And Dağları’nı aşarak Yeni Granada’ya tekrar vardı. Orada güçlerini Cumhuriyetçi, Mason, General San- tander’in güçleriyle birleştirerek, Ağustos ayında kilit Boyaca zaferini kazandı.
Dört ay sonra, Venezuela Yeni Granada ile birleşerek Colombia Cumhuriyeti adını aldı. Bambona zaferinden sonra da Ekuador yeni cumhuriyete katıldı. 25 Haziran 1821 Cara- bobo zaferiyle İspanya bölge üzerindeki egemenliğini kaybetti.
Arjantin’den Ekuador’a kadar Üst Peru ve Alt Peru (şimdiki Peru ve Bolivya) uzanan bölgede İspanyol egemenliği hala sürüyordu. İkisi de Mason olan General Jose de San Martin ve General Bernardo O’Higgins Arjantin ve Şili müstemlekelerine özgürlüklerini kazandırmışlardı. General Jose de San Martin Guaya- quil’e 26 Temmuz 1822’de gelerek Bolivar ile görüştü. Peru’nun geleceği hakkında baş başa görüşen bu iki Mason generalin konuşmaları gizli kalmıştır. San Martin Peru üzerindeki iddialarından vazgeçti, 1 Eylül 1823’de Callao’ya gelen Bolivar da Peru’nun “Kurtarıcısı” ilân edildi.
Eğitimden geçirilen 4000 Peru’lu asker Bolivar’ın 5000 kişilik ordusunun saflarına katıldı. Junin bölgesinde bu 9000 askerli ordu, eşit sayıda
geçerek Yeni Granada’da (şimdiki Colombia) İspanyollar’a karşı önemli bir zafer kazandı. Daha sonra, 500 adamıyla And Dağları’nın üzerinden Venezuela’ya yürüdü, yolda vatansever köylüler ordusuna katıldı. Bolivar, îspanyollar’ı tekrar yenerek 4 Ağustos 1813’de Caracas’a muzaffer döndü. Ancak, bir yıl sonra, İspan- yollar’a tekrar yenildi.
Yeni Granada’ya dönerek, Bogota’da zafer kazandı, fakat Santa Marta savaşında yenik düştü, ordu kumandanlığından istifa etti ve önce Jamaika’ya, sonra da Haiti’ye gitti. Orada teşkil ettiği küçük bir ordu ile Mart 1816’da tekrar Venezuela’ya sefere çıktı, 3 yıl boyunca durmadan çarpıştı, ordusu bazen yenildi, çoğunlukla galip geldi.
Orduyu yeniden teşkilâtlandırdıktan sonra, Bolivar üçüncü kez And Dağları’nı aşarak Yeni Granada’ya tekrar vardı. Orada güçlerini Cumhuriyetçi, Mason, General San- tander’in güçleriyle birleştirerek, Ağustos ayında kilit Boyaca zaferini kazandı.
Dört ay sonra, Venezuela Yeni Granada ile birleşerek Colombia Cumhuriyeti adını aldı. Bambona zaferinden sonra da Ekuador yeni cumhuriyete katıldı. 25 Haziran 1821 Cara- bobo zaferiyle İspanya bölge üzerindeki egemenliğini kaybetti.
Arjantin’den Ekuador’a kadar Üst Peru ve Alt Peru (şimdiki Peru ve Bolivya) uzanan bölgede İspanyol egemenliği hala sürüyordu. İkisi de Mason olan General Jose de San Martin ve General Bernardo O’Higgins Arjantin ve Şili müstemlekelerine özgürlüklerini kazandırmışlardı. General Jose de San Martin Guaya- quil’e 26 Temmuz 1822’de gelerek Bolivar ile görüştü. Peru’nun geleceği hakkında baş başa görüşen bu iki Mason generalin konuşmaları gizli kalmıştır. San Martin Peru üzerindeki iddialarından vazgeçti, 1 Eylül 1823’de Callao’ya gelen Bolivar da Peru’nun “Kurtarıcısı” ilân edildi.
Eğitimden geçirilen 4000 Peru’lu asker Bolivar’ın 5000 kişilik ordusunun saflarına katıldı. Junin bölgesinde bu 9000 askerli ordu, eşit sayıda müstemleke devri kapandı.
Serveti reddetti
Bolivar Lima’ya giderek bir sivil hükümetin kurulmasına ve anayasayı hazırlamakla görevli bir kurucu meclisi organize bağışlamak istediği 1.000.000 Pe- so’yu (yaklaşık 200.000 $) reddederek yetkileri General Sucre’e verdi ve Bogota’ya giderek eski silâh arkadaşları arasında başlayan anlaşmazlığı sona erdirdi. 1826’da Bolivar Venezu- ela’ya giderek, Anayasayı yapmakla görevli kurucu meclisi 15 Ocak 1827’de toplantıya çağırdı. Bolivar Caracas’a sevgi gösterileri arasında girdi. Ancak İs- panyollar’la savaş bittikten sonra, ülkede iktidar mücadelesi ve yoğun entrikalar başlamıştı. Bu durumdan sıkılan Bolivar, 15 yıl süreyle sürdürdüğü başkumandanlık görevinden istifa etti.
1828 Eylül ayında Bogota’ya dönen Bolivar orada da bir kongre tertip etmek istedi, ancak eski arkadaşları kendilerini geri çektiler ve çoğunluk sağlanamadı. Aynı ayda, Bogota’da bir suikasttan kurtuldu.
1829’da Peru’da karışıklıklar başladı, General Sucre olaylara hakim oldu. Bu defa Venezuela ve Kolombiya’da karışıklıklar baş gösterdi, rahatsızlığına rağmen Bolivar Bogota’ya döndü. Kongreyi toplayamamıştı, sağlığı bozuktu, verem olmuştu, siyaset dünyasından çekilme ka- rannı aldı ve Cartagena’ya doğru yola çıktı. Her geçtiği yerde sevgi gösterileriyle karşılandı.
Masonik bir deklarasyon
Cartagena’ya vardığında, 4 Haziran tarihinde en güvendiği gene railerinden Sucre’ün bir suikaste kurban gittiğini öğrendi. Hastalığı ilerlemişti, bu son acıya dayanamadı ve 17 Aralık 1837’de, 47 yaşında, Kolombiya’nın Santa Marta kentinde hayata veda etti.
Ölüm anının yaklaştığının farkında olarak, Santa Marta’da yayınladığı son deklarasyonunda Masonik prensiplerle dolu düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Hepiniz birlik için çalışmalısınız; anarşiyi önlemek üzere halk hükümete itaat etmeli, vekiller doğru yolu görmek için Tanrı’ya dua etmeli, askerler de kılıçlarıyla sosyal garantileri savunmalı… Eğer ölümüm partizan kavgaların bitmesine ve Birlik’in konsolidas- yonunayardımcı olabilecekse, mezarımda huzur içinde yatacağım. ”
Not: İtalya birliğini kuran Garibaldi, Bolivar’ın ordusunda çarpışarak gerilla savaşının eğitimini aldı ve ülkesine döndükten sonra aynen uyguladı.
Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 64