İSLÂM ÜLKELERİNDE MASONLUK
I |
slâm ülkelerinde Masonluğa karşı genel bir tepki mevcuttur. Papa 12.
Clement’ın 1738 yılındaki aforozunu takiben, Hıristiyan tebaanın baskısı ve Ulemanın, “herhalde Papa Masonlara dinsiz diyorsa, bir bildiği vardır” şeklindeki desteği ile, 1748’de 1. Mahmut Masonluğu yasakladı. 31 Mart Vak’asına da Masonların çerçevelediği Hareket Ordusunun müdahalesi ve Abdülha- mit’in bir Mason milletvekilleri heyeti tarafından tahttan indirilmesi radikal İslâm çevrelerinde Masonluğa karşı duyulan tepkileri perçinledi. Halife Padişahı ve Kutsal Toprakların bekçisi olarak Osmanlı İmparatorluğunda olup bitenler, tüm Arap ve diğer İslâm halklarını etkilemiştir. 20. yüzyılda Nazi propagandaları, Şerif Hüseyin’in Filistin’de Yahudileri hedef alan faaliyeti, nihayet İsrail Devletinin kuruluşu gibi ek faktörlerin de devreye girdiğini görüyoruz. Arap dünyasında, Hürmasonluk Siyonizm’i destekleyen İslâm karşıtı, hattâ İslâmla alay eden, müstemlekecilik döneminde Arapları Batıya peşkeş çeken bir cemiyet olarak görülmektedir. Fransa Grand Ori- ent’ının ateist ve anti-klerikal tutumu da bu inançları beslemiştir.
Arap ülkelerinde Masonluk genelde yasaklıdır. Cezayir’de müstemleke döneminde gelişmiş bir Masonluk vardı, ancak özgürlüğünü kazandıktan sonra bu Masonluk kapanmıştır. Lübnan ve Fas’ın dışında Arap ülkelerinde Masonluk kapalıdır. Amerikan askerî fişlerindeki ve elçiliklerde çalışan locaları istisna kabul etmek gerekir.
FAS
1999 yılında Fas Büyük Locası Fransa Millî Büyük Locası (GLNF) tarafından tahsis edildi. Fransa Büyük Üstadı, ince bir düşünce ile, bir Müslüman ülkesinde Büyük Loca tahsis törenini müştereken yönetmek üzere Büyük Üstadımız En Muhterem Sahir Talat Akev Kardeşi davet etmişti, Büyük Üstadımız sağlık durumu nedeniyle mazeret bildirdi. 14 Haziran 2000 Fas Büyük Locasının tahsis gününde de Büyük Üstadımızı kaybettik.
Fas’ta, daha önce, Masonluğun İslâm diniyle bağdaşmadığına ve bu nedenle kapatılması gerektiğine dair Kraliyet Savcısının açmış olduğu dava Kazablanka Yüksek Mahkemesinde görülmüş ve Masonluk aklanmıştı. Mahkeme kararı 23 Mart 1973 tarihinde yayınlanmıştır/»
Çelil LAYİKTEZ
MISIR
Mısır Masonluğu Osmanlı Masonluğu ile iç içedir. 1960’11 yıllarda, intizam arayışında olan Türkiye Büyük Locası, İngiltere ve İrlanda tarafından tanınabilmek için, 1909 yılında muntazam olan Mısır Büyük Locasına bağlı Resne Locasının kurucusu localar arasında bulunmuş olduğu savını kullanmıştır.
- yüzyılın başlarında, Fransa ve Almanya’dan aldıkları beratlarla ilk localar kurulmuştur. 1860’11 yıllarda da, İngiltere ve İrlanda Büyük Locaları ile İtalya Grand Ori- ent’ı bir kaç loca kurdular.
Zaman içinde, Mısır Büyük Locası muntazam ve gayrı muntazam dönemler geçirmiştir. Kavalah Mehmet Ali Paşa’nın küçük oğlu, Halim Paşa 1861’de Türkiye’de İskoç Ritini, sonra da 1866’da Mısır İskoç Ritini kurmuş, her iki ülkede de Hâkim Büyük Âmir olmuştur. Mısır Büyük Locasına bağlı bir çok Loca, Menfis Riti dahil olmak üzere, gayrı muntazam ritlere göre çalıştıklarından, İngiltere Birleşik Büyük Locası tanımasını geri almış ve 1867 yılında kendi Bölge Büyük Locasını kurmuş, Prens Ha
- ft) Tesviye, Cilt 2, sayı 11, s.17;
Sayı 51 (orijinal metin ve tercümesi) lim Paşa’yı da Büyük Üstat olarak atamıştı. Halim Pa- şa’nın yeğeni, Süveyş Kanalını yaptıran ve açılışına nezaret eden, Hidiv İsmail Pa- şa’nın<[1] [2] Mason olduğuna dair rivayetler var, ancak oğlunun Mason olduğu kesindir.
1952’de Kral Faruk’un tahttan indirilmesinden sonra Mısır’da Masonluk gözden düşmüş, 1956 Süveyş Krizinden sonra Abdülnasır Masonluğu yasaklamıştı. Mısır Başkanı Hüsnü Mubarek’in eşi, Suzan Mübarek’in ateşli bir Rotaryen olmasına ve Mısır Rotary’sinin enternasyonal faaliyetini organize eden kişi olmasına rağmen, Rotaryen- lik Masonluğun bir kamuflajıdır iddiası sürekli ileri sürülmektedir.
Mustafa El-Amin, “Freemasonry, Ancient Egypt and the Islamic Destiny” (Hürma- sonluk, Eski Mısır ve İslâm’ın Kaderi) adlı kitabında, “Hür- masonluğun sembollerinin arasında Mısır sembollerinin çok olmasına rağmen, bunların bizlere Yabudiler tarafından iletildiğini unutmayalım, eski Mısır misterleri böylece, localarda ayağa düşmüştür” diye yazmaktadır”. Yazar özellikle İslâm adetlerini kopyalayan Shri- ner’lara kızmakta, İslâm’la alay edildiğini ifade etmektedir. <3)
Günümüzde İslâm düşüncesinin oluşturulmasında etken bir güç, Kahire El-Azhar Üniversitesi ve ona bağlı İslâm Hukuk Kolejidir (Islamic Jurisdictional College (IJC)). Bu Kolej, 15 Temmuz 1978 tarihli toplantısında “Hürmason Teşkilâtı” hakkında bir tebliğ yayınlamıştır. Bu tebliğin özeti şöyledir:
«1. Hürmasonluk gizli bir teşkilâttır, sistemini duruma göre gizler veya açıklar. Halihazır ilkeleri, üst derecede olanların dışında, üyelerinden de saklanmıştır
»2. Bu teşkilât, dünyanın her tarafında din, inanç ve mezhep farkı gözetmeksizin, erkekleri üyelerinin arasına katar.
«3- Elde edilebilecek kişisel avantajları yem olarak kullanarak yeni üyelerini cezbeder. Politik olarak faal insanları tuzağına düşürür. Amaçları adaletsizdir.
«4. Yeni üyeler değişik isimlendirme ile semboller içeren merasimlere iştirak ederler. Bu üyeler kural ve emirlere karşı gelmemek üzere korkutulurlar.
“5. Üyeler bağlı oldukları dinleri serbestçe icra ederler. Ancak, üst derecelere çıkabilmek için ateist olmak ve tehlikeli ilke ve planlara hizmet etmek gerekir.
«6. Hürmasonluk politik bir teşkilâttır. Tüm devrimle- re, tehlikeli askerî ve politik değişimlere hizmet etmiştir.
«7. Temelde bir Yahudi teşkilâtıdır. Gizli üst kademe yöneticilerinin tümü Yahudi’dir ve Siyonist eylemleri desteklerler.
«8. İlk amacı tüm dinleri devirmek ve Müslümanları İslâm’dan koparmaktır.
«9. Finans, siyaset, sosyal yaşam ya da bilim dünyasında etken isimleri saflarına katmaya çalışır ve onları kullanır. Kullanamayacağı adayları reddeder. Kralları, başbakanları, devletlerin üst düzey yöneticileri ve benzer etken kişileri üye yapar.
«10. Özellikle Hürmason tâbirinin alerji yarattığı top- lumlarda insanlar faaliyetlerini izleyemesinler diye, değişik kamuflaj isimlerini kullanır. Bu gizli dallar Lions, Rotary ve benzeri isimlerle bilinir. Bu derneklerin İslâm’la bağdaşamayan günahkâr ilkeleri vardır. Hürmasonluk, Yahudilik ve uluslararası Siyonizm arasında belirgin bağlar vardır. Filistin probleminde, Arap devlet adamlarını kontrol etmiştir. Yahudilik ve uluslararası Siyonizm’in menfaatine, onların kendi halklarına karşı olan görev, mükellefiyet ve faaliyetleri kısıtlanmıştır.
«Günahkâr amaçları ile Hürmasonluğun tehlikeli faaliyetleri göz önüne alınarak, Hukuk Sinodu (Jurisdictional Synod) Hürmasonluğu tehlikeli ve yıkıcı bir teşkilât olarak nitelendirmektedir. Gerçek amaçlarının bilincinde olarak bu cemiyet ile işbirliği yapan her Müslüman İslâm’a hıyanet eder.»
[1] Tesviye No. 44, kapak ve s. 19
[2] The Craft in Islamic Countries, an Analytical Review, Kent Henderson. (Masonic Musings, The Victorian Lodge of Research No. 218, Volume 14)
Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 54