HÜMANİZMA VE HÜR İRADE
A |
lpina, İsviçre Büyük Locası resmî yayın organı, Bienfaisance et Frater- nite Muh. Locasının Hatibi Iva- no Salomani K.in, Locasına sunduğu panel sentezi.
Platon’cu, Aristo’cu veya Epiktir’cü vizyondan söz edebiliriz. İ.Ö. 341 – 270 yıllarında yaşamış Epikür’ün müridine keyif adamı olarak bakıldığını not edelim. Oysa, zamanında Epiktir, arzunun iptal edildiği ve Budist düşünceye benzeyen apatbeiap savunuyordu.
Ortaçağlarda, özellikle teozo- fi – felsefe binasını inşa eden Aziz Augustin ve Akinaslı Aziz Thomas olmak üzere, Avrupa insanının vizyonuna Kilise biçim vermiştir. Buna göre, insan Tanrı merkezli bir dünyada yaşar. Tekvin’de anlatıldığı gibi, insan Tanrı tarafından kendi şekline göre yaratılmıştır, amacı ruhunun kurtuluşudur, bu amacına ulaşmak üzere de hür iradesini kullanacak veya İyi ile Kötü arasında doğru tercihi yapacaktır (Aziz Augustin’in Hıristiyan olmadan önce Maniheist olduğunu hatırlatalım). Ruhun kurtuluşuna ulaşma On Emre uymakla mümkün olabilecektir.
Greko – Latin felsefe ile yeniden bağ kuran Hümanizma, ant- roposantrik (insan merkezli) bir dünya vizyonunu yeniden mer’i kılacak, Reform hareketi de kader problemini beraberinde getirecektir.
Batı dünyası insanının güncel vizyonu politik – ekonomik – sosyal olup, “ekonomik” bölümü baskın çıkmaktadır. Toplumlârı- mızda kişi Güzellik, Hakikat ve Mâneviyat yerine, materyel arzularının derhal tatmini ile meşguldür.
İnsanın Masonik vizyonu
İnsanın Masonik vizyonundan söz edebilir miyiz? Mason Hürdür ve ilke olarak kendi imkânları ile düşünmeyi öğrenmiştir. Herhalde, tekris edilmiş kişi sayısı kadar değişik insanlık vizyonu vardır. Gene de, insanı çok buutlu varlık olarak görmeyi çağrıştıran sembollerimizle ritü- ellerimiz, insanlık hakkmdaki vizyonumuzu yönlendirmiş olabilir. Tarot kartlarının semboliz
masının yaşam yolunda rastlanılan muhtelif durumları remzet- mesi gibi, Masonluk da, sembol ve alegorileriyle, bizleri, bir ömür boyu kendimize sorduğumuz soruları düşünmeye davet eder.
Mason, bir doktrin tarafından dikte edilen tek yönlü bir vizyon yerine, düşüncesini besleyen bir yönlendirme ve dürtülerle karşı karşıyadır. Kaldı ki, taş yontma sembolizması, kişide mükemmeliyeti arama duyusunu uyandırır.
Günümüzün tarihsel ve bilimsel anlayışına karşı, gelenekçi düşünce insanın mükemmel doğduğunu, bu mükemmeliyeti yanlış tercihleri ile sonradan kaybettiği yönündedir. Tekris bu mükemmeliyeti arama yolunda bir adımdır ve Kayıp Kelimenin konusu da budur.
İnsanın nereden geldiği ve nereye gittiği sorularına sembollerimiz de cevap verir. Büyük Nurlarımızdan Kutsal Kitaplar, bizleri rasyonelin dışında bir sonuca götürebilir. Ancak, Ander- son’un “San’atını iyi anlayan bir Mason’un dinsiz bir sefih veya aptal bir ateist olamayacağını” söylediğini hatırlayalım.
Gönye Masona bir yaşam kuralını takdim ederek, Akl-ü Hikmet, Kuvvet ve Güzellikten ilham almasını öğütler. Şakûl kendi içine bakarken gözlerini Gökyüzüne doğru da kaldırmasını telkin eder. Pergel, Tesviye gibi, kardeşleri olan tüm insanları düşünmesi gerektiğini, onlara karşı tolerans, hürmet, dayanışma ve kardeşlik duygularını taşıması gerektiğini öğretir. Püsküllü ip ve Kardeşlik Zinciri de bu düşünceleri güçlendirir.
Eşitlik aynı düzeye getirmeyi remzetmez. Tesviye de, bütün diğer semboller gibi, lügat (literal) anlamıyla doğrudan mütalâa edilmemelidir.
Önemli olan, alegorik, ahlakî ve anagojikf[*]) veçhelerin sentezini yapabilmektir. Literal anlayış olayları verir; alegori olayların çağrışımlarını, ahlâk yapılması gerekeni, anagoji de amacı belirler.
Özet olarak, Masonun insanlık vizyonu hümanisttir. Buna göre, vücut, ruh ve düşünce olarak çok buutlu olan varlık ilginin merkezidir. İnsanın nereden geldiği, nereye gittiği, oraya nasıl gittiği, Yukarısı ve Aşağısı ile, diğer insanlarla olan ilişkileri vahiy yoluyla gelen tek düze olan ve zorla kabul edilen bir doktrinle izah edilmez. Tüm bu düşünceler, elindeki avadanlıkları kullanacak hür Mason tarafından irdelenecektir.
[*] Anagoji: Kutsal kitapların tasavvuf açısından yorumlanması
Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 53