CNN Türk’de Masonlukla İlgili Yayın ve Bazı Eleştiriler…
27 Ocak 2000 akşamı, evde misafirim vardı. Bir Kardeşim bana telefon ederek, Ankara’da olan sergi ve basın toplantısı ile ilgili bir programın CNN Türk’de yayınlanmakta olduğuna dair beni uyardı. Harici misafirimle birlikte seyretmeye başladık. TV’yi açtığıma bin bir kere pişman oldum, aydın misafirime yanlışları düzeltmek, doğruları anlatmak bir sınav gibi oldu. Sergilenen mülakat halka açılmadan çok, basma hoş görünmek için, onlara sempatik gelecek cevapları verme çabasını andırıyordu. Basma ne olduğumuzu anlatırken, hoş görünmek için ilkelerimiz ve sembollerimiz hakkında avam dik ile ve tereddüt uyandıracak bir tarzda söylemlerde bulunulmuş olmasını kınıyorum ve bu konuda bana hak veren bir çok Kardeşimin düşüncelerini de burada yansıtmayı görev biliyorum.
Mülâkat esnasında yapılan ciddî hatalardan bir kaç somut örnek vermek istiyorum:
- Sokaktan geçen Mehmet Efendi’nin değil, köşeleri tutan kişilerin Mason olabilecekleri;
- Haricinin kendi inancına uygun olan kutsal kitap üzerinde yemin etmesi (Yemin Kürsüsünün üzerinde Masonluğun 3 Nur’u olan 3 Kitap, gönye ve pergel açık bulunur; aday yemin ederken, sembolik olarak elini Kitapların üzerine koyar, o anda hangi kitap olduğu önemli değildir, zaten 5 aday birden yemin ederken, beş elin aynı Kitap üzerinde yer bulması da biraz zordur, kaldı ki adaya henüz Nur verilmemiştir ve gözleri bağlıdır);
- Üçgen içindeki gözün sembolizması, tek izahatla, Allah’ın Gözü olarak anlatılmıştır (O zaman bu bir sembol olmaz, yalnızca Allah’ın Gözü olurdu!!);
- İşe almacaklar arasında tercih yapılırken Masonların öne geçtiği ■ (GalatasaraylIlar, Mülkiyeliler birbirlerini daha fazla kayırırlar, kaldı ki Mason olurken ettiğimiz yemin bundan kesinlikle maddi kazanç sağlamayacağımız doğrultusundadır. Bu izahat verilmeden, Mason olanı tercih ederim demek fevkalâde yanlış bir çağrışım yapmıştır).
Bana göre, her tanıtımdan önce, medya ile görüşebilecek Kardeşlerin, unvanları ne kadar büyük olursa olsun, (On. Bir Bü. Üs.’m Hulki Ce- vizoğlu ile yaptığı mülakatta sakatlar ve zenciler hakkında söylediklerini, Cevizoğlu’nun yayınlayacağı kitabına almaması için harcadığım gayreti anımsıyorum) mutlaka Büyük Üstadın önceden tayin edeceği bir komiteden brifing almaları gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, mülâkat yapacağımız sunucu veya programcının da ev ödevini yapması gerektiğine inanıyorum. Mülâkat ancak o şartla yapılmalıdır. CNN Türk’ün programının sonunda, programcının “vebalı değilim ” dermiş gibi “Mason değilim” demesinin hikmetini de anlayamadım. Programcı tarafsızlığını vurgulamak için, Fehmi Koru ile mülâkat yaptığında, “Faziletli değilim” demek ihtiyacını acaba neden hissetmiyor?
Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 44