4 ARALIK 1999 FRANSA MİLLÎ BÜYÜK LOCASI (GLNF) KONVANI
Bü. Üs. EnMuh. Sahir Talat Akev K. ile birlikte katıldığımız Konva- nın ana hatları:
Ülke bazında merasimle Mâbede davet edilen ziyaretçi heyetlerini, sütunlardaki kardeşler, oturdukları yerden alkışlıyorlardı.
Tüm heyetler Doğuda yerlerini aldıktan sonra Bü. Üs. Hatip K.’e söz verdi.
Hâ. Konuşması:, eski mitlere göre, önce Toprak, Su ve Gökyüzünün var olduğunu, toprağın da kan ve ateşle yoğrularak can verdiğini; Katedral inşaatlarının bu modele göre yapıldıklarını ve günümüzde inşa edilmekte olan Avrupa Birliğinin bundan farksız olduğunu söyleyerek sözlerine başladı.
Avrupa Birliğinin üç büyük kentinden Atina Düşünceyi, Roma San’atı, Paris de Yüreği simgelemektedir. Işığa yönelik uzun bir kare olan locanın içinde bu üç hassa birden vardır.
Rus yazar Gogol’a göre beşerde en kutsal olan kardeşlik duygusudur. Ancak kardeşlik lafta kalmamalıdır. Kardeşlik egoizme, karşındakini anlamamaya, yalnızlığa, ilgisizliğe karşı bir antlaşmadır. Kardeşliğin öğeleri özgürlük, özgür irade, samimiyet, doğallık, kurtuluş, aydınlık, bilgi, özgür araştırmadır. Özgürlük, görevimizi özgür bir biçimde yapmamızı da kapsar. Susan yanılır. Konuş ve etrafmdakilerini aydınlat.
Hâ. K. in konuşmasından sonra Ebedî Meşrik’e göçen K.ler için bir dakika saygı duruşu yapıldı.
Bü. Üs. En Muh. Claude Charbonniaud K, yeni kurdukları Çocuklara Yardım Vakfı hakkında bilgi verdikten sonra sözü Bü. Sek. Yar.sma verdi; o da. yıl içinde yaptıkları çalışmalardan dolayı ödüllendirilerek Önceki Büyük Görevlere (Onursal) atanan K.lerin uzun listesini okudu.
Daha sonra Bü. Üs. Fransa Millî Büyük Locasının mevcudunun 27000’i, Loca sayısının 1200’e vardığını ve büyüme hızının da, kaliteden kesinlikle ödün vermeden, % 10’a ulaştığını ilân ederek bu başarının yalnızca masonik düzene verdikleri önemle izah edilebileceğini söyledi.
Eğitim, Hür Masonluğa saldırılar, Masonluğun savunması, Sözde Gizlilik, Dışa Açılma, Toplumu Bilgilendirme ve Masonluğun Yeni Milenyumdaki yeri hakkında Büyük Üstad En Muh. Claude Charbon- niaud K.’in konuşmasından ilginç alıntılar:
…….. (teklif edilen adayların kalitesini yükseltmek için)
“1. Etik anlayış ve kişisel değer üzerindeki taleplerimizi üst düzeye çıkarttık.
“2. Genç Çırakların eğitimini çok ciddi bir şekilde ele aldık. Bundan böyle bu formasyondan geçerek Üstat sorumluluğuna erişecek olan Kardeşlerimiz, ilk heyecanlarından hiçbir şey kaybetmeden localarında lâyık oldukları en üst görevlere gelebileceklerdir…………………………………………..
“Frankofon Afrika ülkelerindeki ([*]> Kardeşlerimiz hakkında bir kaç söz söylemek istiyorum: Hiç kimse şaşırmasın, onlarla çok ayrıcalıklı ilişkilerimiz vardır. Haien tanınmakta veya tanınma sürecinde bulunan Afrika Büyük Localarının büyük kısmını Geleneksel Muntazam Dünya Masonluğuna biz takdim ettik…
“Bizlerde başarı ve memnuniyet hislerini uyandıran bu mutlu süreçte, hiç beklenilmeyen bir anda medyalardan gelen şiddetli saldırıya cevap vermek zorunluğunda kaldık. Daha önceleri de bu türden saldırılara hedef olmuştuk, ama bu kez gelen saldırının süresi ve kaynağı şaşırtıcıdır. Bu saldırı özellikle bizleri değil, genelde masonluğu hedef almaktadır, kaldı ki, tarihsel nedenlerle, ülkemizde masonluğun “parçalanmış” bir aile olduğu bir gerçektir. Medyanın bu dalgalanmalarına gereğinden fazla önem vermemizin gerekmediğine inanırken, gene de susmamın zaaf sonucu olarak kabul edilmesinden korkarım… (Gerekli cevaplar verilmiş olmakla birlikte) aşağıdaki şu iki noktayı vurgulamak istiyorum:
“I. Şerefle hareket etmeyen ve Mason yeminlerine sadık olmayan Masonları, hiç bir zaman localarımızda tutmadık. Hüküm giyen Masonlar mutlaka cemiyetimizden uzaklaştırılmışlardır.
“2. Haklarında adli tahkikatın başlatıldığı K.lerin de, Adalet kararını verinceye kadar, geçici olarak istifa etmelerini, veya L.lara gelmemelerini temin ediyoruz.
“Bu noktalar belirtildikten sonra, aşağıdaki mütalaalarımı açıklamak istiyorum:
“1. … Cumhuriyet Savcısının, fark gözetmeksizin, tüm Masonları aynı kefeye koymuş olmasını kınıyorum. Adaletin hiyerarşik düzeninde de kınanmış olduğunu ifade etmek istiyorum… Adalet Bakanının kendisi, Sayın Hanımefendi, Cumhuriyet Savcısının bu hareketini eleştirmiş, “Felsefe Cemiyetleri” dahil olmak üzere, toplumun tüm katmanlarmda kişisel hataların olabileceğini kabul etmiştir (Le Monde Gazetesinde yayınlanan 12.10.1999 tarihli makale).
“2. Tüm diğer kuruluşlarda olabileceği gibi, GLNF’in bünyesinde de, zaman zaman hatalı davranan üyeler olmuştur. Bunlar, Adalet karar verdiğinde, sütunlarımızdan silinmişler veya silineceklerdir. Aslında, bize intikal eden bu çeşit hatalı davranışların toplamı fevkalade cüzidir……………………………………………………….
“3. Son olarak, GLNF’i hedef gösteren diğer Masonik kuruluşları itidale davet ederim…. Herkes kendi eşiğinin önünü süpürsün, sonra konuşalım.
“Umumi Efkârın reaksiyonuna gelince, olabilecek olaylar hep de sözde gizliliğimize bağlanmak istenmekte, gizliliğin kanun dışı hareketleri teşvik ettiği iddia edilmektedir. Bu iddia çok kabadır, toplumda hata yapanların da bizim sözde sırlarımızla ilişkileri yoktur. “Gizlilik” kokuşmuşluğun varsayımı olarak takdim edildiğinde olay ciddileşmektedir. Bu iddialar bugünün iddiaları değildir. Daha 1738 yılında, görevinin getirdiği ruhani otoriteyle, Papa XII Clement Masonluğu afaroz ettiği fermanında “kötülük yapmasalardı, ışıktan nefret etmezlerdi” demişti.
“Günümüzde ifade edilen şüphe de aynı ilkel düşünceden kaynaklanmaktadır… İngiltere’de de bu tarz suçlamalar olmuş ve İngiltere Birleşik Büyük Locası başarı ile her saldırıyı cevaplamıştır.
“…Bazı yetkililer Masonların kimliğinin açıklanmasını isterlerken tarihin dersini unutmaktadırlar. Vichy Hükümetinin Resmî Gazetesinde 1940 yılında isim listelerinin yayınlanmasından sonra Masonlar tutuklanmış ve toplama kamplarına gönderilmişlerdir. Tüm Masonlar bu öğretiyi hatırlamalıdırlar. Genelde Yahudi düşmanlığı ile birlikte yürütülen bu türden Mason aleyhtarlığı propagandaları kriminel sonuçlara hedef göstermektedir.
“Bunları söyledikten sonra, aşağıdaki noktalar üzerine sizleri düşünmeye davet ediyorum:
- İdeallerimizin mükemmeliyeti ve güzelliğine rağmen, karşılaştıkları bu çirkin suçlamaların oluşturduğu çelişki nasıl izah edilebilir?
* Toplumun bir parçası olarak, toplumun algılamaları bizi tepkisiz bırakamaz. Bir balonun içinde soyutlanmış olarak yaşamıyoruz, bir manastırda inzivaya çekilmedik. Ailelerimizin içinde yaşıyoruz, bu neden-
lerle böyle suçlamaların zararlarını azaltmak istiyorsak, açılma ve bilgilendirme görevimiz vardır. Kural, örf ve adetlerimize saygılı kalarak, haricilere açılmamızın şeklini planla malıyız. Toplumun lehine neleri yaptığımızı, ne olduğumuzu anlatmalıyız. Bundan böyle, kendi üzerine kapanmanın, “masonik izolasyonizrri’i uygulamanın zamanı geçmiştir.
“…. Çok kere Masonların kendi üzerlerine kapanarak aldatıcı bir ko
runma ve konfor aradıklarını müşahade ettim. Başka konuşmalarımda bu tür davranışları, belki de yaralayıcı bir şekilde, “masonların duvarlara yapışarak yürümeleri” diye nitelendirdim. Yalnız, kendi Masonluğunu gizlemek isteyen K.lerin bu haklarını da ihlâl etmeyelim.
“Bunları böylece ifade ettikten sonra, Masonluklarını gizlemeden, yaşamlarını gün ışığında sürdüren Kardeşlerimizden, gerektiğinde Cemiyetimizin savunmasını üstlenmelerini talep ediyorum. Saldırıya uğradığında veya tehdit edildiğinde Cemiyetimiz tüm üyelerinin desteğine muhtaçtır.
“Büyük Üstat ve ona yardımcı olan Kardeşlerden her şeyi beklemek yanlıştır. Her Kardeş, mutlaka, inandıkları mefhumları savunmalıdır. Düşündüklerimi daha iyi anlatabilmek için bir benzetme yapmak istiyorum. “Masonluk bir vücuttur ve sağlıklı yaşamının devamı için, bağışıklık mekanizmalarının en iyi şekilde çalışmaları sağlanmalıdır, teşvik edilmelidir.” Bu savunmaların etkenliği, her bireyimizin yanlış ve hayal mahsulü suçlamalara karşı müadelede göstereceği hevese bağlıdır.
“Masonluğa zaman zaman tekrarlanan saldırıların karşısında, kendimizi aşarak göreceli düşünmeyi de öğrenmeliyiz. 1725 yılında Fransa’da kurulan masonluk, özellikle tolerans ideallerinden ve ökümenik görüşlerinden rahatsız olan kişilerin şüphe ve düşmanlıklarına hedef olmuştur. Krizler sona erdikten sonra dahi, bu kişiler silahlarını bırakmazlar. Gerçekte virüs hep vardır, uyumaktadır ve bazı dedikodular ile kontrolsüz enformasyon onu uyandırabilir.
“Ancak Masonluk bütün bu durumların üstesinden gelmiştir, ve biz- ler, bu türden saldırılarla karşılaşınca, vicdanları barışık insanların sükûneti ve rahatlığıyla, yaptıklarımızın ve inançlarımızın doğruluğuna inanarak hareket etmeliyiz.
“Yüzyılımızın sonlarında gerilimin bir nebze artığını görüyorsak, toplumdaki yerimiz hakkında geçen yüzyılın son yıllarının da çok karışık olduklarını hatırlayalım. Bizlere tarihin korkunç yıllarını yaşatan bu XX. yüzyılda, her şeye rağmen Masonluk saygın yerini korumuştur. Katolik Kilisesi ile Masonluğun düşmanlığı da görülecek şekilde sona ermiştir.
i[ “Bu görüşler bizleri bir sonraki soruya yöneltmektedir: Yeni başlaya-
i cak yüzyılda yerimiz ve Masonluğun rolü ne olacaktır? Masonluğun ide-
i al ve istekleri doğrultusunda oynayacak bir rolü olacak mıdır?
“Sanırım ki hepinizin cevabı büyük bir EVET olacaktır. EVET, çünkü i sevgi, bağlılık ve paylaşma ideallerimiz toplumun beklentilerine cevap
; vermektedir. Gelişmiş toplumlarm hepsinde ve özellikle gençlerin ara
sında yapılan sondajlarda sürekli olarak, etnik, kültürel ve dinsel ayırımcılığa karşı eğilimler belirlenmektedir.
“Hürmasonluk, bu konuda uğraş veren tek cemiyet olmamakla beraber, bu amaca ulaşmak için pozisyonunu almıştır ve bu hümaniter idealle fevkalade özdeşmektedir. Düşüncelerine daha sık rücu edilmesi gereken, tarih içindeki meşhur Masonlar bu iddiamıza tanıktır.
“Önümüzdeki yüzyılda toplum ve bireylerin sevgi, sorumluluk, bağlılık, adalet ve hatta manevî duyguları Masonluğun düşünceleri ile aynı paralelde olacaktır….
6 Aralık Pazartesi akşamı Bü. Üs. En Muh. Sahir Talât AKEV K. Paris’te “La Come d’Or” (Altın Boynuz = Haliç) Locasında Transız Kardeşlerimizin çok takdir ettiği bir konuşma yaptı. Önümüzdeki sayıda bu konuşmadan bölümleri sunmaya çalışacağız.
[*] Resmî dilleri Fransızca olan Afrika’nın eski Fransız müstemlekeleri
Celil Layiktez
Kaynak: Tesviye Dergisi Sayı 43