Celil LAYİKTEZ Yazıları

İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNE KABUL MERASİMİ VE YEMİNİ

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

Cemiyete alınacak kişilerin, önce kendi haberleri olmadan teklif eden tara­fından adları ve hüviyetleri bildirilir, haklarında gizlice tahkikat yapılırdı. Adaylığı kabul edilen kişi, gece vakti, önceden belirlenen bir yerde rehberi ola­cak İttihatçı ile buluşur, tahlif (!) yani yemin ettirilecek evin civarına kadar getiri­lir, gözleri bağlamr, gündüz, geldiği yeri bulamasın diye, dolambaçlı sokaklar­dan dolaştırılarak, evin önüne getirilirdi. […]

KAZABLANKA MAHKEME KARARI: (1)

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

23 Mart 1973 tarihli KAZABLANKA Mahkemesinin Hürmasonluk- la ilgili karart: 2 Temmuz 1971 tarihinde Kraliyet Savcısının KAZABLANKA Mahke­mesi nezdinde ESPERANCE Cemiye­tini temsilen Bay KABBAJ Abdel- krim’e karşı açmış olduğu davada, ES­PERANCE Cemiyetinin tasfiye edil­mesini, lokallerinin kapatılmasını ve üyelerinin herhangi bir şekilde top­lanmalarının yasaklanmasını ve geçici olarak bir kayımm tayinine karar ve­rilmesini talep etti. Gerekçede, 15 […]

ORTAÇAĞ’IN AYDINLIĞI: I ŞÖVALYELİK ve ŞÖVALYE TARİKATLARI

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

(TAMPLİYE, HOSPÎTALYE VE TÖTONYA ŞÖVALYELERİ) Etimolojik olarak Şövalye, Latince caballus = at kelimesinden türemiştir ve süvari anlamına gelir. Normanlar, süvarilerin Avrupa’da ilk defa kullandıkları üzengilerin sağla­dığı üstünlükle 1066 Hastings savaşında galip gelerek İngiltere’yi istilâ ettiler. Süvarilerin savaş meydanında sağladıkları üstünlük belliydi, hattâ Haçlı Seferle­rinde koltuk altlarında tuttukları mızraklarıyla, kendileri ve atları zırhlı şövalye­ler modem savaş […]

BATIL İTİKATLAR

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

ÖNSÖZ: 196O’lı yıllarda, bâtıl itikatları araştırmaktaki arzumu gören Bü. Üs. En Muh. Hayrullah Örs K. beni sık sık Topkapı Sarayına davet eder, geldiğimde de asistanlarının önünde henüz açılmamış muskaları açar ve en rahat bir şekilde, o karışık metinleri bizle- re çözerdi. Reçeteler ve büyücülük defterinden ilginç sayfaları da aynı şekilde okurdu. Bu yazımda, bâtıl inançlarla […]

GÜL’ün SEMBOLÎZMASI

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

Güzelliği, şekli ve rayihası ile GÜL batı sembolizmasını en çok süsleyen çi­çektir. Mısır ve Uzak Doğudaki lotus (nilüfer) çiçeği ile tekerleğin sembolizmala- n güle en yakın olanlardır. Gül de tekerlek gibi daireyi remzetmekle beraber, dai­re kadar mükemmel değildir, zira belirsiz geleceği, sürekli oluşumu ve bunun so­nucunda da yok olmayı ve yok olabileni remzeder. Genel Sembolizma: […]

GEÇİŞ RÎTLERİ İLE İLGİLİ İTİKATLAR

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

GEÇİŞ RÎTLERİ (*) İnsanlık tarihinde geriye doğru gittikçe, kutsal dünyanın sivil dünya üzerin­de artan egemenliğini görürüz. İlkel toplumlarda aynı toteme tapan insanlar kar­deş sayılır, güçlü kalan ve aile bağları onları birleştirirdi; bu arada, yaş farklılıkla­rı ile klan içinde üstlenilen görev ve sorumluluklar bu insanları daha küçük grup­lara ayırarak aralarındaki dayanışmayı bir üst düzeye çıkarırdı. Bu […]

İSİMLERLE İLGİLİ İTİKATLAR (III)

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

GÜÇ İSÎMLERÎ Tanrı ve şeytan isimleri gibi bazı isimler, daha güçlüdür. Düğmeye basıp lambayı yakmak kadar basit bir şekilde, isminin doğru telâffuzu ile doğa üstü bir yaratığın gücü esir alınabilir. Bu uygulamanın kökeni Mısır rahiplerinin büyüle­ridir. İsimlerinin doğru telâffuz edilmesi ile tanrı ve ruhların yaşayanları öldür­meye, ölüleri de yeniden diriltmeye, hastaları iyileştirmeye veya düşmanları hasta […]

İSİMLERLE İLGİLİ İTİKATLAR (II)

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

KÖTÜ RUHLARI ŞAŞIRTMAK İÇÎN İSMÎN DEĞİŞTİRİLMESİ Çocukların düşmanı olamayacağından, bazı Arap ya da Afrika ülkelerin­de kişiler çocukların adları ile anılırlar. Şunun babası, amcası, ağabeyi gibi. Hastalıktan kurtulamayan Afrikalı, kötü ruhları şaşırtmak için yeni bir isim ahr. Yaşlı Eskimolar gençleşmek için yeni bir isim alırlar. Dindar bir Musevi ciddi şekilde hastalandığı zaman dostları havraya giderek dinsel […]

ÖZETLE LÂİKLİK

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

Tanrı ile ilgili konularda mutlakiyet hâkimdir; davranışlar, olaylar ya doğru­dur, ya da yanlıştır, hiçbir oylama da bu olguyu değiştiremez. Oysa, yer yüzün­de yaşamımızı demokratik yoldan sürdürmek istiyorsak, rakibimizin düşünce­lerinin en az bizimkiler kadar geçerli olabileceklerini kabul etmeliyiz; o zaman mutlakiyet kaybolur, izafiyet ve tereddüt hakim olur. Bunlar çok ayrı iki dünya­dır. Lâiklik, mevhumunun henüz gelişmediği […]

İSİMLERLE İLGİLİ İTİKATLAR (I)

in Celil LAYİKTEZ Yazıları

Ağır hasta bir tanıdığımızdan söz ederken, kanser kelimesini yavaş sesle, hattâ etrafımıza bakınarak söylüyoruz; ölen birinden söz ederken de “ölüm” keli­mesini kullanmaktan kaçınarak, rahmetli oldu, kaybettik, bu dünyadan göçtü, ebedî maşrıka intikal etti gibi ifadeler kullanıyoruz. Günümüzde dahi, korkula­cak bir şeyin ismini telâffuz etmekle onu getirmekten, çağırmaktan, şuur altı çeki­niyoruz. Kelimelerin gerçeği kapsadıklarına dair inanış, […]